Çağımızın virüsü Covid-19 bize şu karantina günlerimizde şöyle bir düşünürsek aslında sosyolojik/psikolojik olarak ne çok şeyi hatırlattı değil mi? Ne mi bunlar gelin hatırlayalım:
En başta, sağlıklıyım diye şükretmeyi unutmuşken şimdi her sağlıklı günümüzde binlerce kez şükreder olduk. Gösterişe, şatafata, aman şöyle desinler, böyle desinler...olaylarına öylesine kaptırmıştık ki kendimizi hayatta var olma amacımızın ne olduğunu daha doğrusu elalem için değil en başta kendimiz için bu hayatı doya doya yaşamamız gerektiğini hatırladık. Her akşam açıklanan vaka sayılarıyla ölümün aslında ne kadar yakınımızda olabileceğini de görmüş oluyoruz. Bu süreçte imkanı olan arkadaşlarımız evde kal kampanyasını uygulayabiliyor ve böylece izole bir şekilde yaşarken aile içinde çocuklar anne-babalarıyla daha çok vakit geçirip özlem giderme fırsatını elde etmiş oldular.
Eee evde kal demesi kolay da icraati zor diyor insanımız, ne kadar çok şikayet ediliyor sıkıldım, patladım diye ki zaman zaman ben de bu moda giriyordum taa ki bir köşe yazısında şu düşündürücü cümleyi okuyana kadar;
“Şu süreçte 3 seçeneğimiz var; birincisi evde canın sıkılarak da olsa yatağında yatmak, ikincisi kuralları ihlal edip yoğun bakımda yatmak, üçüncüsü ise yerin altında yatmak!!” Sahi siz hangisini tercih ederdiniz???! Sağlıcakla kalalım..,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder